Rakamlar ve harf biçimleri, titizlikle inşa edilmiş yollar etrafında topluca sallandıklarında soyut bir ortam oluştururlar. Universe of Words sergisi de bu ilgi çekici formatta devam ediyor.

7 Temmuz'da kutlanan ve insanları umutlarını ve hayallerini renkli kâğıt şeritlere yazmaya ve süslenmiş bir bambu ağacının dallarına asmaya teşvik eden Tanabata gününden hemen önce Tokyo'da ilk kez gösterilen sergi de bu gelenekten esinlenerek oluşturulmuş. Kelimelerin etrafında dönen şenlikli ritüelin özüyle Japon hiragana alfabesini (46 karakter içeren en basit yazılı alfabe (çocuklar tarafından öğrenilir)) içeren çok sayıda sembol koleksiyonu yaratmış.

Moureaux, 100 rengin tonunda yaklaşık 140.000 hiraganayı düzenlemiş. İzleyicilerin dolaşıp merak etmeleri için üç boyutlu ızgaralar da yerleştirmiş. Atmosfer sakin ve duyguları canlandırmaya teşvik ediyor özellikle de ziyaretçiler kendi umutlarını ve hayallerini düşündüklerinde.

Universe of Words, Moureaux’nun devam etmekte olan 100 Renk serisinin bir parçası ve bu enstalasyon da genel niyete mükemmel şekilde uyar. “İnsanların 100 renk tonunda nefes almasını ve dalmasını, renkleri görmesini, renklere dokunmasını ve renkleri tüm duyularıyla hissetmesini istiyorum” diyor Moureaux ve “İnsanların tüm bedenleriyle renkleri hissetmelerini istiyorum.” diye ekliyor.

Tüm çalışmaları konsept geliştirmeden üretime kadar yaklaşık bir yıldan çok fazla zaman gerektiren sanatçı, bir projeye başladığında ilk önce kullanacağım renklerin sayısına karar veriyor. Aynı zamanda konsepti genellikle iki üç ay boyunca yazı yazıp çizerek çalışıyor. Konsepte karar verildiğinde, stüdyosunda bir modülün en iyi boyutunu, her modül arasındaki en iyi mesafeyi, tasarımı tüm duyularla hissetmek için gerçek ölçekli modeller yaratıyor. Daha sonra üretim için çizimler yapılıyor ve her şey elle hazırlanarak kuruluma hazır hale getiriliyor.