Kamboçya, devasa tapınağı Angkor Wat, yemyeşil ormanları ve bembeyaz kumsalları ile sizleri büyüleyici bir yolculuğa davet ediyor.

Kamboçya Güneydoğu Asya anakarasının güneyinde yer alan bir ülke. 181,035 km² alana yayılan ülke, kuzeybatıda Tayland, kuzeydoğuda Laos, doğuda Vietnam ve güneybatıda Tayland Körfezi ile çevrili. Etkileyici bir hikayesi olan bu ülke, yakın tarihinde pek çok acı barındırıyor. Acılarını sarmayı başaran ülke dünyanın en büyük tapınak alanı Angkor Arkeoloji Parkı ile son dönemin en merak uyandıran seyahat destinasyonları arasında gösteriliyor.


Ülkenin Göz Bebeği Angkor Wat’ın Hikayesi

Güney doğu Asya’nın en güçlü imparatorluklarından olan Khmer İmparatorluğu Hinduizm’in hüküm sürdüğü imparatorluk topraklarında pek çok tapınak inşa etmiş. Bunlardan en ünlüsü ise başkentlerinden biri olan Angkor’da bulunan Angkor Wat. Angkor Vat, Siem Reap kentinin 6 km. kuzeyindeki Angkor antik şehrinde 1115-1145 yıllarında Kral II. Suryavarman tarafından yaptırılmış dev bir tapınak-şehri.


Khmer Krallığının başkenti ve gücünün simgesi olan Angor Vat, Vişnu adında bir Hindu tapınağı iken 13. yüzyılda bir Budist tapınağına çevrildi. 14. yüzyılda Kmer Krallığı başkentinin Phnom Penh’e taşınmasının ardından terkedildi ve 1858 yılında Fransız doğa bilimci Henri Mouhot tarafından yeniden keşfedildi. Üzerini kapatan topraklar ve yabani otlar, 20. yüzyılda temizlendi. Yapı, günümüze dek oldukça iyi bir biçimde korunarak ulaştı. Yapı Kuzeyindeki Angkor Thom antik şehri ile birlikte 1992 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girdi. Angkor Vat, Hinduizm'de Tanrıların yaşadığı yer olduğuna inanılan Meru Dağı'nı simgeleyen dağ biçimli kubbeleri ve galerili (balkon) avlusuyla Kmer mimarisinin iki ana ögesini yansıtıyor: Bir piramit ve eş merkezli galeriler. Tapınağın çevresinde 3.6 km uzunluğa denk gelen kalın duvarlar ve hendekler mevcut. Tapınağın dört bir köşesinde birer küçük, ortasında bir büyük kubbe bulunuyor. 


Birçok Angkor tapınağının aksine Angkor Vaat batı yönünü gösteriyor. Tapınak tüm yüzeylerinde, çatılarda, pervazlarda ve sütunlarda taş heykeller bulunan heykelleri ile ünlü. Angkor şehri, 890 yılında Kmer Krallığı'nın başkenti olmuştu. Sanayi Devrimi'ne kadar dünyanın en büyük şehri olarak anıldı. 1113 yılında tahta çıkan kral Suryavarman II, bilinmeyen nedene bağlı olarak diğer Kmer krallarından farklı olarak saray dini hayatının merkezine Şiva yerine Vişnu'yu yerleştirdiği biliniyor.


Khmer mimarisinin en önemli örneklerinden biri olan ve Kamboçya ile özdeşleşen tapınak, ülkenin ulusal bayrağını da süslüyor.


Angkor Wat en büyüleyici değeri olarak anılsa da ülke görülmeye değer pek çok yere sahip. Yemyeşil ormanları ve bembeyaz kumsalları ülkeyi etkileyici kılan diğer detaylardan. Ülke pek çok festivale ve bayrama ev sahipliği yapıyor. Zengin mutfağıyla hemen hemen her damak zevkine hitap edebilecek lezzetler sunuyor. Komboçya’da insanlar son derece hoşgörülü ve dost canlısı. Angkor Wat ilk durağınız olsun ancak aşağıda sizler için sıraladığımız lokasyonları da mutlaka ziyaret etme fırsatı yaratın kendinize.


• Siem Reap ve Angkor Tapınakları

• Phnom Penh

• Battambang

• Sihanoukville

• Koh Rong ve Koh Rong Samloem Adaları

• Koh Tonsay Adası

• Kampot ve Kep

• Kratie, Ratanakiri ve Mondulkiri



Bu Yazıyı Paylaşın

Tuğçe Köse

27/03/2024
1920'lerde doğan Afro-Amerikan kökenli bir müzik türü olan Jazz, sadece melodiden ve ritimden ...
10/08/2023
Lüksün ve zarafetin önde gelen temsilcilerinden biri olan Loro Piana, Bodrum'da tanıttığı ...
07/08/2023
Barbie filmleri, çocukluğumuzdan beri bizi büyüleyen, eğlenceli ve renkli karakterlerle dolu animasyonlardır. ...

Tüm Yazılar Bitti :(