Arama
Deniz, güneş ve kumdan öteye gitmeyen yaz tatilleri size artık sıkıcı mı geliyor? Sıradışı veya rahatlatıcı, huzur verici bir tatil mi arıyorsunuz? İşte size Avrupa'nın doğa güzellikleri içinde geçirebileceğiniz 10 tatil fırsatı!
Fransa'nın ve belki de bütün Avrupa'nın en temiz şehirlerinden biri olan Annecy, yüzme ve su sporları ile büyüleyici bir kanal kentidir. Dilerseniz sörf yapmayı deneyebilir, dilerseniz de şehrin güney taraflarında bulunan Piscine des Marquisats'teki olimpik havuz ve kaydıraklarda vakit geçirebilirsiniz. Annecy gölünün tam karşısında bulunan Chateau de Menthon ise, göl kayalıklarının tepesinde bulunan ortaçağ temalı bir kaledir.
Modern yaşamdan pek fazla etkilenmemiş olan Arnavutluk'ta bulunan Prokletije dağları, birkaç yüzyıl geriye gitmek için oldukça ideal bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Kosova, Arnavutluk ve Karadağ'ın sınırları içerisinde bulunan bu dağlarda isterseniz keyifli yürüyüşler de yapabilirsiniz, hatta dilerseniz çevredeki köylere yapılan ziyaretlerde yerel halkın kültürleri hakkında bilgi de edinebilirsiniz. Bu civar köylerde ev yapımı yemekleri tadabilir; kek çorbası, ıspanaklı börek ve kızartma kuzu gibi yemekleri deneyebilirsiniz. Kekik çayı ve koyun sütü gibi yerel içecekleri de tadabilirsiniz.
Vorarlberg'e gittiğinizde dağ çevresindeki beş vadiyi ve zirveleri, hatta şansınız varsa Alp borusu üfleyen ve geleneksel bir giyime sahip dağcılara denk de gelebilirsiniz. Deniz seviyesinden 600 metre yükseklikte bulunan kamp alanları, muazzam bir manzaraya sahip. Yürüyüş yapmak ve bisiklete binmek için Lünersee Krateri Gölü, Ortaçağdan kalma Feldkirch Kasabası'nı, su sporları ve kültürü için de Konstanz Gölü üzerindeki Bregenz'i ziyaret edebilirsiniz.
İtalya'da bulunan Dolomit Dağları'nda, kayalıklar ve yemyeşil çayırlar üzerinden ferah bir yürüyüşe çıkabiliyorsunuz. Tabii koşucular bu dağlarda bastıkları yere dikkat etmek zorundalar, çünkü bu harika manzaralara sebep olan kireçtaşı maalesef kolay parçalanabilir bir toprak yapısı ve en ufak darbede bile parçalanma ihtimali var. Dolomite Dağları’ndan kulübelere giden güzergahlar biraz zorlu olabilir, ancak yolun sonunda harika yiyecekler, rahat yataklar ve çeşitli içeceklerle bunun karşılığını alabilirsiniz.
İsviçre'de bulunan Valais kenti bağ ve bahçeleriyle dolu olmasının yanında, ünlü Dixence barajına da sahip. Bu barajın dibinde durduğunuzda kendinizi adeta Game of Thrones evreni içerisindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Tepeye teleferikle ulaşılabilen Grand Dixence gölü kayalıklarla çevrilidir. Burada konaklamak istiyorsanız Collon Dağı'nın büyüleyici manzaralarına sahip, 1800'lerden kalma büyüleyici bir otel olan Hotel Kurhaus güzel bir seçenek olarak önerilebilir.
Kuzey gölleri, Umbria'daki Trasimeno Gölü, Perugia ve Assisi arasında daha az bilinen bir alternatiftir. Güney-doğu kıyısındaki La Valle, göçmen kuşlar için bir cennettir. Patikalarında yürümek ve dürbünlerle göçmen kuşları izlemek için ideal bir yerdir.
La Palma'da volkanik kraterler, çöller ve ormanlar, siyah kumlu plajları oldukça beğenilmektedir ve keyifli bir yürüyüş imkanı sunar.
1883 yılında açılan Weisshorn, Val d’Anniviers, Alp Dağları'nın en büyük otellerinden biridir. Buraya sadece yürüyerek ulaşılabilir. Weisshorn, Zinalrothorn, Dent Blanche, Matterhorn ve Mont Blanc'ta, günbatımını terasta otururken izleyebilirsiniz. Üstelik burada kayısı likörü de deneyebilirsiniz.
Bu bölge, yürüyüş yollarına ve pek çok ilginç dağ kulübesine ev sahipliği yapar. Burada yer alan her kulübenin kendine has özellikleri vardır. Örneğin Niederau kayak beldesinin yukarısında yer alan Möslalm'de ev yapımı kekler oldukça beğenilmektedir. Achental ise çarşamba çöreği ile ünlüdür.
Kafkasya'nın nefes kesen Svaneti bölgesindeki köyden köye yürüyüşü, Alpler’e neden bu kadar benzettiğimizi merak edeceksiniz. Lezzetli ve ucuz, inanılmaz misafirperver bu yerde 4,000 metreyi aşan Alpler'in tepesinde buzdan kaleler görebilirsiniz.
