İsveç 1140 kale, 1000 ortaçağ kilisesi, 28 milli park, 10 bin kilometrelik bisiklet ve doğal yürüyüş yolları ile her çeşit turiste ilginç gelen bir ülke. Avrupa’nın beşinci büyük yüzölçümüne sahip İsveç’in neredeyse yarısı ormanlarla kaplı. 1000 yıl önce Vikinglerin yaşadığı Stokholm 1252 yılında Birger Jarl tarafından kurulmuş. 1430’a kadar Danimarka’nın kontrolü altında olan ülke İsveçlilerin ayaklanması ile birlikte el değiştirmiş ve 1435’de ilk İsveç Parlamentosu toplanmış. Tarih boyunca çok sayıda savaş yapmış iki büyük güç olan Danimarka ve İsveç’in halkları birbirleriyle ilgili fıkralar üretiyorlar. Bunlardan biri de şu:

“Neden Meryem Ana İsveçli olamaz?”

“İsveç’te bakire yoktur da ondan!”

1520’lerde ülkeyi yöneten Kral Gustav Vasa, İsveç’in Atatürk’ü gibi. İsveç Kraliyet Ailesi dünyanın en eski monarşilerinden biri olarak geçiyor. Şu anki Kral 16.Karl Gustav’ın İsveç’te sembolik bir rolü var. Büyük kızı Victoria babası öldükten sonra tahta geçecek. Spor hocası ile evlenen Victoria geçtiğimiz yıllarda ülkemizi de ziyaret edip İstanbul’un gece kulüplerinde eğlenmişti. Eskiden beşikten mezara sosyal güvenlik sistemine sahip ülkede vergiler çok yüksek, dolayısıyla üst düzey maaşların %60’ı vergiye gidebiliyor. O yüzden sokaktaki arabalar yeni ama mütevazı, İstanbul sokaklarında gördüğünüz lüks araçlar İsveç’te pek karşınıza çıkmıyor. Ericsson’un yaratıcısı olarak gurur duyan İsveçliler Saab’ı ve Volvo’yu yabancılara kaptırdılar. İsveç’teki Türkler kebap işine el atmışlar, her yerde döner kebabı görebiliyorsunuz. Türkiye’den göç eden 90,000 Süryani de Bahro Suryoyo TV kanalı ve futbol takımlarıyla kendi seslerini duyuruyorlar. Stockholm’ün bir saat güneyindeki Södertalje’de nüfusun %80’ini Türkiye’den göç etmiş Süryaniler oluşturuyor.

İnsanın aklını başından alan şehirlerden biri olan Stockholm, İskandinavya’nın en güzel başkenti. Ülkesinde sorun yaşayan herkese kucak açmış olan şehir o kadar kozmopolit ki Türkiye’den de izleri değişik yerlerde görmek mümkün. Drottningholm Sarayı’ndaki tablolardan birinde Dolmabahçe’yi yaptıran Abdülmecid, köşe başlarında Türkiye’nin doğusundan gelenlerin işlettikleri kebapçılar, Belediye Binası’nda 1920’lerin Türkiye’sinin mozaiklerdeki yansıması, Akdeniz Müzesi’nde İznik yapımı seramikler örneklerden bazıları.

Dünyada kişi başına düşen en yüksek sayıda müzeye sahip şehirlerden olan Stockholm, 70 müze ve 100 sanat galerisiyle adeta bir kültür başkenti. Malaren Gölü ve Baltık’ın birleştiği noktada 14 ada üzerinde kurulmuş olan şehirde mevsim yazsa, geceler çok uzun, bir o kadar da renkli. Beyaz Geceler dolayısıyla hava geç kararıyor ve yaklaşık iki milyon insana ev sahipliği yapan Stockholm tüm marifetlerini ortaya döküyor. Kışın ise güneş şehre küsmüş gibi. Şehirdekiler yaz geldiğinde, kışın acısını çıkartıyorlar. Stockholm Kuzeyin Venedik’i, Köprülerin Şehri, Suyun Kenarındaki Güzel gibi unvanlara da sahip. 2002 yılında kuruluşunun 750. yıldönümü kutlanılan Stockholm’de 57 köprü adaları bağlıyor, kışın ise Malaren Gölü buz tuttuğu için köprülere gerek kalmıyor, yürüyerek ya da buz pateni yaparak adalar arasında gidip geliyorlar. Şehirde kayıtlı 250 bin özel tekne bulunuyor. Stockholm bir hafta sonu kaçamağı için ideal. Kış haricinde giderseniz sürprizleriyle sizi kucaklamaya hazır.


STOCKHOLM’ÜN YILDIZLARI

–Belediye Binası. www.stockholm.se/stadshuset

“Nasıl yani belediye binası da gezilir mi?” demeyin. 20. yüzyılda İsveç’in en büyük mimari projesiymiş. Her sene 10 Aralık’da yapılan Nobel töreni Mavi Salon’da düzenleniyor. Aslında salon mavi değil, mavi tuğla kullanacaklarmış ama vazgeçmişler adı kalmış yadigar. Bu salonda on bin borulu bir org var. Orhan Pamuk, 2006 yılında bu binada edebiyat dalında Nobel Ödülü almıştı. Altın Salon’da 19 milyon parçadan oluşan Bizans eserlerini anımsatan mozaik panolar görüyorsunuz. Malaren Gölü Kraliçesi isimli panelin sağına bakın, peçeli kadın ve fesli adam o zamanın Türkiye’sinden kalma. Konsey Odası’nın tavanı ise ters çevrilmiş bir Viking gemisi olarak ahşaptan yapılmış. 106 metrelik kulenin üstünde Kapadokyalı Aziz George’un heykeli var, adı Göran olmuş. Belediye Meclisi’nde Türk üyelerin adlarını görmek gurur verici.


–Kraliyet Sarayı

Stockholm yakınında on tane kraliyet sarayı ve kale var. Bunlardan en büyüğü tam şehir merkezindeki Kungliga Slottet (www.royalcourt.se) dedikleri 1754’de yapılmış olan bina. 608 odalı saraydaki Livrustkammaren (www.livrustkammeren.se) hazine odası olarak kullanılıyor. Sarayın avlusunda her gün saat 12.00’da, pazar günleri ise 13.00’da muhafız değişim töreni var. Versailles’dan etkilenerek 1622’de yaptırılan Drottningholm Sarayı ise kral ve ailesi orada bulunduğunda bile ziyaret edebileceğiniz yerlerden. UNESCO Listesi’de bulunan Drottningholm’ün salonlarından birinde 19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’yı yöneten kişileri gösteren portreler var. Bunlardan bir tanesi Sultan Abdülmecid’e ait. Saray bünyesinde1766 yılında yapılan tiyatro ise orijinal durumda ve halen kullanılıyor. Dönemin müzik aletlerini çalan orkestra elemanları adeta sizi zaman makinesinde bir yolculuğa götürüyorlar.


–Gamla Stan (Eski Şehir)

Ortalıkta turistlerin kaynadığı şehrin en güzel bölümlerinden biri. Kendinizi ara sokaklarına bırakın, özellikle de Köpmangatan ve Österlanggatan’a. Hoş sokaklarından biri olan Vesterlanggatan’da dolaşın. Bir şeyler içmek için oturabileceğiniz Cafe Kakbrinken’den de memnun kalacaksınız. Gamla Stan’daki Katedral (Storkyrkan) 1279’da inşa edilmiş. Kraliyet ailesinin vaftiz, taç giyme ve evlilik törenleri burada yapılıyor. Riddarholms Kilisesi ise 400 yıldan fazla bir zamandır kraliyet ailesinin cenazelerinin gömüldüğü yer olarak kullanılıyor. Drottninggatan Sokağı’na doğru ilerlerken, Parlamento Binası’nı (Riksdags-huset) geçin, köprünün üzerinden sola bakın. Kare şeklindeki pembe binanın üzerindeki bayrağın altında İsveç başbakanının çalışma ofisini göreceksiniz. Klarabergsgatan’a geldiğinizde Kültür Evi’ne vardınız demektir. Burası Stockholm’ün büyük mağazalarının olduğu yer.


–Akdeniz Müzesi. www.medelhavsmuseet.se

Adı üzerinde Akdeniz ülkelerinden toplanmış çok güzel bir koleksiyon var. Mısır mumyalarından İznik çinilerine, Hacılar’da bulunan eski toprak kaplardan Roma heykellerine, Kıbrıs koleksiyonundan İslamiyete ait eserlere kadar her şey mevcut.


–Milli Müze. www.nationalmuseum.se

Ülkenin en büyük sanat müzesi. 16. yüzyılda eserleri toplamaya başlamışlar. Rembrandt, Rubens, Goya, Renoir, Degas ve Gauguin duvarlardan size gülümseyen sanatçılardan bazıları. Brüksel dokumalarının birinde Hz. Süleyman’ın annesi, Anadolu kökenli olan Hititli Batşeba da var.


–Modern Sanatlar Müzesi. www.modernamuseet.se

Sıra dışı eserler, sıra dışı bir mekanda sergileniyor. Andy Warhol, Pablo Picasso, Henri Matisse ve Salvador Dali ile komşuluk ediyor. İsveçli sanatçıların da ilginç eserleri var. Bulunduğu ada güzel manzaralı bir yürüyüş için çok keyifli.


–Skansen. www.skansen.se

İsveç’in farklı köşelerinden getirilen 150 tarihi bina yemyeşil bir alanda sergileniyor. Etrafta dönemin kıyafetleriyle dolaşan görevliler de var. Türünün dünyadaki ilk örneği olan Skansen’de ufak bir hayvanat bahçesi de bulunuyor.


–Milles Garden Müzesi. www.millesgarden.se

Ünlü heykeltıraş Carl Milles’in evi ve atölyesi bir müzeye çevrilmiş. Bahçede sanatçının çok sayıda eseri var. Milles’in eski Yunan ve Roma heykellerinden olan şahsi koleksiyonu ise nefes kesici.


VASA MÜZESİ

Stockholm’de sadece bir gününüz varsa bile, Vasa Müzesi’ni ( www.vasamuseet.se) muhakkak gezin. Stockholm’deki en ilginç müzelerden biri olan Vasa adını 10 Ağustos 1628 yılında batan savaş gemisinden almış. İsveç donanmasının gururu olması için yapılan ama denize indirildikten birkaç dakika sonra 450 mürettebatıyla batan Vasa, 333 yılını Stockholm Limanı’nın derinliklerinde geçirdikten sonra, çok büyük paralar harcanarak 1961’de denizden çıkarılmış ve restore edilmiş. Geminin bulunduğu müze İskandinavya’nın en çok ziyaret edilen müzesi unvanına sahip, bugüne kadar 25 milyonun üzerinde insan ziyaret etmiş. Vasa en iyi şekilde muhafaza edilmiş, en eski savaş gemisi olarak da tarihteki yerini almış. Gemi dar ve çok yüksek yapılmış, bol miktarda topla donatılmış, gördüğünüzde neden battığını kolayca anlayabiliyorsunuz. Gemiye adını veren Gustav Vasa ise İsveç’te bir devre imzasını atmış önemli bir kral. Müzenin girişinde sağda 25 dakika süren filmde geminin tarihçesi ve kurtarılma süreci anlatılıyor. Geminin içine giremiyorsunuz ama 7. kata çıkıp, tepeden bakabiliyorsunuz. Teknolojiyi kullanıp, geminin orijinal renklerini bulmuşlar, o renkleri duvarlarda görebiliyorsunuz. Müzenin güzel bir restoranı da var. Giriş 80 Kron. Yanında ise kültürel tarih müzesi olarak adlandırabileceğimiz Nordiska Müzesi bulunuyor.

ULAŞIM

-İskandinav ülkelerine gitmeden önce alabileceğiniz Scanrail (www.scanrail.com) biletleriyle trenleri kullanarak ucuza seyahat edebilirsiniz. Bu kartla etraftaki ülke ve şehirlere feribot seferleri yapan Silja Line (www.silja.com/english) ve Viking Line (www.vikingline.fi ) şirketlerinden de indirim alabilirsiniz.

– THY’nin direkt uçuşlarıyla Stockholm’e gitmek artık çok kolay. Arlanda Havaalanı şehre 45 km. mesafede. 15 dakikada bir kalkan Arlanda Ekspres (www.arlandaexpress.com) ile 20 dakikada merkeze ulaşıyorsunuz. Taksi ise 500 Kron civarında.

-Stockholm Card ile müzelere ücretsiz girip, toplu taşıma araçlarından ve tekne turlarından istifade edebiliyorsunuz. Üç günlük kart 540 Kron. Turizm Ofisi’nden (www.stockholmtown.com) alabilir ya da bilgi için www.stockholmtown.com/shop adresini tıklayabilirsiniz.

-Şehirde metro T-bana olarak geçiyor. Metro istasyonları çok etkileyici, 150’den fazla sanatçının eserleriyle süslenmiş. Taksi için telefon numarası 15 00 00.

NE YAPILIR?

-Türk Büyükelçiliği Nobelgatan isimli çok güzel bir bölgede bulunuyor. Diğer elçilik binalarından kolayca ayırt edebiliyorsunuz. Kameralar, dikenli teller ve yüksek demir parmaklıklarla çevrili olan bina bizimki.

-Kumara meraklıysanız adresiniz Casino Cosmopol (www.casinocosmopol.se). Şehrin lunaparkı Gröna Lund da çok heyecanlı. 80 metreden serbest düşüşe ne dersiniz? Detaylar www.gronalund.se’de.

– Arşipel (Archipelago) Ege Denizi’nin eski adı ve noktalı deniz demek. O yüzden de çok sayıda adadan oluşan yerlere ya da takımadalara bu isim veriliyor. Stockholm Arşipeli gibi. Sandhamn Adası’na gidin. Plaj da manzaralar da harika.

-Şehir merkezindeki Langholmen Adası’nda yüzün.

-Södermalm Adası’ndaki Cafe Fafangan’dan muhteşem körfez manzarasını seyredin.

ALIŞVERİŞ

-Nordiska Kompaniet’in kısaltılmışı olan ve senede yirmi milyona yakın insanın ziyaret ettiği NK (www.nk.se) çok büyük bir mağaza, bulunduğu bölgede Gallerian (www.gallerian.se), Ahlens(www.ahlens.se) gibi çok sayıda alışveriş merkezi de var. Biraz ilerisindeki Drottninggatan yayalara ayrılmış, tarihi şehir merkezine kadar uzanan bol dükkanlı bir cadde. Nişantaşı kızları için en iyi sokaklar ise Birger Jarlsgatan ve onun yakınındaki Sibyllegatan, Sturegatan ile Bibliotekgatan. Bu sokaklarda gece hayatı da çok renkli. Görme ve görülme amaçlı çok mekan var. N.Y ve Londra’da SOHO’yu sevenler Stockholm’de sizin için SOFO (South of Folkungagatan’ın kısaltılmışı) var.

-İsveç cam işi eserler konusunda çok başarılı. 1742’den beri üretilen Kosta Boda’nın ve Orrefors’un ürünleri muhteşem. Dalahorse dedikleri üzeri desenli tahta atlar ise en popüler hediyelik eşyalardan. 1939 N.Y. Fuarı için yapılan at ülkenin adeta sembolü olmuş. H&M Türkiye’de de mal yaptıran ve çok uygun fiyatlı bir giyim markası. IKEA ise adeta İsveç’in gurur kaynağı.

– İsveç’te vergi iadesi alabilmek için bir mağazada harcamanız gereken minimum tutar: SEK 200 ( Yaklaşık 20 Euro). Vergi iadesini Arlanda Havalimanı’ndan çıkarken alabiliyorsunuz. İade oranı %12-15 civarında.

NE YENİR?

İsveç’te bazı restoranlarda Dagens Ratt dedikleri uygun fiyatlı öğle yemeği mönüleri var. Et ve patatesli yemekler, somon ve herring balıkları İsveç mutfağının gözdeleri. Ren geyiği eti denenebilecekler listesinde. Ülke votkasıyla meşhur ama patatesten yapılan Aquavit de çok içilenlerden. Servis faturaya dahil edildiği için İsveç’teki restoranlarda bahşiş bırakmanız şart değil.

BİLGİ

“Yazılarımı farklı tarihlerdeki ziyaretlerimin ardından kaleme aldım. Kaçınılmaz olarak güncel birçok bilgi içeriyor ama güncel demek bugünün dünyasında hız ve değişimin eş anlamlısı. Bu nedenle yazılarımı referans alıp seyahat planı yaparken değişken bilgileri (tarihi mekanları ziyaret, yemek ve konaklama önerileri, ulaşım bilgileri vs.) kontrol etmeyi unutmayın. Ve siz de benim gibi “bilgi paylaştıkça güzel” felsefesine inananlardansanız, yazıları zenginleştireceğini düşündüğünüz detayları iletin. Yolunuz açık olsun, gezgin ruhunuz hiç yaşlanmasın!”


Bu Yazıyı Paylaşın

Saffet Emre Tonguç

27/03/2024
1920'lerde doğan Afro-Amerikan kökenli bir müzik türü olan Jazz, sadece melodiden ve ritimden ...
10/08/2023
Lüksün ve zarafetin önde gelen temsilcilerinden biri olan Loro Piana, Bodrum'da tanıttığı ...
07/08/2023
Barbie filmleri, çocukluğumuzdan beri bizi büyüleyen, eğlenceli ve renkli karakterlerle dolu animasyonlardır. ...

Tüm Yazılar Bitti :(