Korona virüs salgını ile mücadele başladığı günden beri birçok insan hayatını evinde sürdürüyor. Tabii ki sanatçılar da. Görsel veya işitsel sanatçıların bu, karantina günleri boyunca elektronik etkileşim kanallarını kullanarak birlikte ya da tek başına birçok şey ürettiğini gördük. Ve tabii hepsi de bu zamanlara dair önemli tanıklıklar olarak saklanıyor. 




Birçok insan evindeyken dünyanın dört bir yanındaki fotoğrafçılar ise boş sokakların, hastanelerdeki sağlık çalışanlarının emek ve yorgunluğunun ya da maske ve eldivenle alışveriş yapan insanların fotoğraflarını çekmek ve zamana fotoğraf sanatçısının gözüyle tanıklık etmek için cesurca ön cephelerde yer aldı. Kendilerini evde kapalı tutan fotoğrafçılar da evlerinden, evlerinin içinde etkiden yola çıkarak pandemiye sanatsal bir cevap vermenin yollarını buldu ve bulmaya devam ediyor.


Bu süreçte birbirlerine destek ve ilham vermek, fırsatlar sağlamak için bir araya gelen tüm dünyadan 400 kadın fotoğrafçı ise pandeminin tüm dünyadaki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

İlk olarak, foto muhabiri Daniella Zalcman tarafından, 2017 yılında büyük yayınlarda görevlendirilen kadın fotoğrafçıların eksikliğiyle mücadele etmek için kurulan Women Photograph içinde bir tartışma olarak başlayan, WP - The Journal adlı proje Women Photograph’ta olduğu gibi dünyanın dört bir yanındaki fotoğrafçıları bir araya getirdi.



Proje hızla bir dizi fotoğraf işbirliğinden çok daha fazlası haline geldi. Başlangıçta yaklaşık 50 fotoğrafçının The Journal'ın açık çağrılarına yanıt vermesi beklenirken, yanıtların artmasının ardından sayı 400 ile sınırlandırılmak zorunda kaldı. İlk kez Mart ayında başlanılan beyin fırtınası çalışmalarının ardından, The Journal şimdi dünyanın dört bir yanında gelirlerini kaybeden, karantinada ve dünya deneyimlerini fotoğraflarında nasıl yansıtacaklarını yeniden keşfetmeye çalışan yüzlerce fotoğrafçı için bir destek ve motivasyon sistemi haline geldi.



Her biri 8-10 fotoğrafçı içeren 45 grup halinde organize edilen her grup diğerlerinden bağımsız olarak çalışıyor ve hepsi küratörler tarafından belirlenen haftalık temalarla yayınlanıyor. Görüntüler daha sonra grubun Instagram sayfasına gönderiliyor.

https://www.instagram.com/wpthejournal/



Projenin fotoğrafçılar için önemli bir yanı da salgının fotoğrafçıların çalışma şeklini nasıl temelden değiştireceği üzerine düşünme süreçleri. Sanatçılar “Fotoğrafla olan süreç nedir? Ve başka bir kişinin evine girilemediğinde bu iş nasıl çalışır? ”, “Bu süreç, fotoğraf çekme ve fotoğraflar hakkında düşünme şeklimizi nasıl değiştiriyor?” gibi sorularla fotoğrafla olan ilişkilerini yeniden ve yine fotoğraflar çekerek sorguluyor.


The Journal, kriz sırasında marjinal fotoğrafçıların seslerinin kaybolmamasını da sağlıyor. Salgın sağlık ve sosyal güvenlik ağlarındaki mevcut eşitsizlikleri zaten ortaya koyarken; fotoğrafçılar da görsel medyadaki farklı seslerin medya bütçelerindeki kesintiler nedeniyle daha da geriye doğru gideceği konusunda endişe ediyorlar.

The Journal'ın bir diğer amacı da tabii ki virüsün dünyayı nasıl etkilediğine dair görsel arşivi genişletmek. COVID-19 öyküleri hakkında haber veren görüntüler önemli olsa da yayıncılar daha geniş bir dizi görüntüye ihtiyaç olduğunu da vurguluyor. Hastalık ve kaygının ötesinde sevgi, hassasiyet, özel ritüeller ve yaratıcılığın da olduğu görüntüler gibi.



Bu Yazıyı Paylaşın

Müge Ersan

27/03/2024
1920'lerde doğan Afro-Amerikan kökenli bir müzik türü olan Jazz, sadece melodiden ve ritimden ...
10/08/2023
Lüksün ve zarafetin önde gelen temsilcilerinden biri olan Loro Piana, Bodrum'da tanıttığı ...
07/08/2023
Barbie filmleri, çocukluğumuzdan beri bizi büyüleyen, eğlenceli ve renkli karakterlerle dolu animasyonlardır. ...

Tüm Yazılar Bitti :(