Ara Güler – Aphrodisias
Tarihler: 04 Mart 2019 ~ 31 Ağustos 2019 Cumartesi
Yer: Ara Güler Müzesi
Adres: Merkez Mahallesi, Birahane Sk. No:1 Şişli İstanbul
Web:http://aragulermuzesi.com/
Doğuş Grubu’nun, fotoğraf sanatının duayenlerinden Ara Güler ile iş birliği sonucu hayata geçirdiği Ara Güler Müzesi’nin ikinci sergisi ‘Aphrodisias’ sanatseverlerle yaz ayları boyunca buluşuyor.
Sergiye özel Ara Güler Müzesi tarafından hazırlanan ‘Aphrodisias’ kitabı da müzenin ilk yayını olan ‘Islık Çalan Adam’ ile birlikte Ara Güler Müzesi içerisinde bulunan mağazadan temin edilebilir.
Aralıktan Bakmak
Tarihler: 21 Mart 2019 ~ 21 Eylül 2019 Cumartesi
Yer: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü
Adres: Meşrutiyet Caddesi No.47 / Tepebaşı Beyoğlu İstanbul
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, 19. yüzyıl İstanbul’unda kendine özgü karakteri ile öne çıkan Pera’ya bir bakış sunan “Aralıktan Bakmak: Meşrutiyet Caddesi’nden Bir Kesit” sergisine ev sahipliği yapıyor. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve Pera Müzesi’nin arasındaki yapı kesitinin yüz yılı aşkın tarihini odağına alan sergi, çeşitli arşivlerden derlenen fotoğraf, belge, harita ve obje gibi malzemeleri bir araya getiriyor. Sergi kapsamında ayrıca, bugün Pera Müzesi olarak kullanılan eski Bristol Oteli, sanal gerçeklik aracılığıyla yeniden hayat buluyor.
Dünya’da Hayat Var Mı?
Yer: Elgiz Müzesi
Adres: Beybi Giz Plaza Maslak 34398, İstanbul
Ziyaret Gün ve Saatleri
Çarşamba, Perşembe, Cuma 10:00 – 17:00
Cumartesi 10:00 – 16:00
Salı, Randevu ile ziyaret edilebilir
Ayazağa metro istasyonunun plazalar çıkışına birkaç dakikalık yürüme mesafesinde, koleksiyonlarını halka açan Elgiz ailesinin müzesi bulunuyor.
İlki 2012’de hayata geçirilen sergilerin bu sene onuncusu gerçekleştiriliyor. Teras sergilerinin odağı belli. Sadece açık hava heykelleri sergileniyor. Ayrıca eserleri seçilen sanatçıların çoğunluğu gençlerden oluşuyor.
Elgiz Müzesi teras sergilerinden ‘Başka Dünyada Hayat Var Mı?’ 3 Kasım 2019 ’a kadar görülebilir. Sanatçılar İstanbul’un sınırları belirsiz hanelerini, yükselen gökdelenlerini, daralan kişisel alanlarını, göçmenlerini, kalabalığını, metropol rehavetini anlattı. Bu şehri; birçok yolun sonunda yer alan, kendi yollarını barındıran ama yolların her gün yeniden çizildiği bir yer, bir huzursuzluk, gün geçtikçe tehdide dönüşen bir alan olarak tarif ettiler; şehirde yer bulmayı, şehre ait olmayı denediler. İstanbul’un tekinsiz olmayan ve en bilinen halini, şehrin ve mekânların değişimine rağmen toplumsal hafızada bıraktıklarını imgeleştirdiler.
Sergide pek çok şiire, şarkıya konu olmuş, bir zamanlar neredeyse dünyanın merkezi olarak nitelendirilmiş, tarihi ve dokusuyla her daim yüceltilmiş İstanbul’un yıkıcı, değişken yaşam alanını, kalabalığını, rehavetini ve tüm kucaklayıcılığıyla içinde bireye yer bırakmayan halini bulacak, siz de kendi “önemsemediğiniz imge hazinenizi” arayacaksınız.