Yurtdışı tatil için seçenek çok… Her dönemin farklı sebeplerle popülerleşen rotalarının izinden gitmek ya da başkent başkent dolaşmak yerine beklentileriniz, zevkleriniz ve meraklarınız nelerse alt alta sıralayıp tercihlerinizi ona göre yapmak en akıllıcası. Havalar ısınmaya başlamış ve kışın yorgunluğunu üzerimizden atma ihtiyacı kendini iyice hissettirmişken “yeryüzü cenneti” tanımının hakkını verebilecek 3 rotayı aynı yazıda buluşturmak istedim. Biraz uzak ama uçakta geçirdiğiniz her dakikaya değecek 3 yer: Langkawi, Maldivler ve Mauritus… Hepsi de doğanın birbirinden güzel hallerine tanıklık edebileceğiniz, farklı kültürler tanıyabileceğiniz ve mahremiyet duygusuna özen gösterilen adresler.


Doğanın En Güzel Halleri İçin Langkawi

Malezya’ya bağlı bir adalar topluluğu Langkawi. Kuala Lumpur’a vardıktan sonra bir saatlik bir uçuşla ulaşıyorsunuz. Her yan yeşil ve mavinin egemenliğinde. Aslında 104 adadan oluşuyor ama gelgit zamanı ada sayısı 99’a düşüyor. Dünyada 26 ülkede 90 Geopark bulunuyor; UNESCO’nun Güney Doğu Asya’da belirlediği ilk park Langkawi’de. 40 kilometrekarelik bir alanda mangrove ağaçları var ve tekneyle Geopark’taki bu bölgeye gidebiliyorsunuz. 118 ülkede, 80 değişik çeşit mangrove ağacı yetişiyor; en ilginci de bu ağaçların deniz suyunda yaşamaları. Boyları 60 metreye kadar çıkabiliyor. Mangrove turunda bazı kuşları ve kartalları görmek de mümkün. Teleferikle Mat Cincang Dağı’na çıkıp 708 metreden manzarayı seyretmek ise tatilinizi unutulmaz kılacak anlardan… Göreceğiniz orman ve Andaman Denizi birlikteliği oldukça etkileyici. İsterseniz hem karada hem denizde giden ördek turlarına da katılabilirsiniz.


Hayallerden Fazlası İçin Maldivler

Hindistan’ın güneybatısından okyanusa doğru inci bir gerdanlık gibi uzanan Maldivler bir İslam ülkesi. Domuz eti ve alkol yasak ama turistik tesislerde bulunmasına izin veriliyor. Mavinin en göz kamaştıran tonu, palmiyeler, gökyüzünde tembel bir ifadeyle dolaşan beyaz bulutlar… Fotoğraflarda görüp ve hayalinizde yaşattığınız her şeyin fazlası var Maldivler’de. 90 bin kilometrekarelik bir alana yayılan Maldivler’in tarihi binlerce yıl önceye dayansa da dünya bu harika yeri 1800’lü yılların başlarında tanımış. Portekiz ve Hollanda’nın arasında el değiştiren adalar 75 yıl İngiliz hâkimiyetinde kalmış. 1965’te bağımsızlığını ilan eden Maldivler’de halkın yüzde 100’ü Müslüman. Özellikle ticari konularda İngiliz adalet sisteminin etkileri görülse de ülkede İslami kurallar uygulanıyor. Sekiz adet UNESCO Dünya Kültürel Mirası’nın bulunduğu Sri Lanka ise Maldivler’e sadece bir saat uzaklıkta; aklınızda bulunsun… Ülkenin başkenti Male dünyanın nüfus yoğunluğu en yüksek şehirlerinden biri. Tatil de kalabalıktan uzak kalmak isteyebilirsiniz ama Cuma Camii’ni (Male Hukuru Miskiy) görmek için şehre uğramanızı öneririm. 17. yüzyıl ortasında inşa edilen cami, kırmızı rengini mercandan alıyor. Üç bölümden oluşan yapıda bulunan geleneksel ahşap oymalar hayranlık uyandırıcı. Caminin haziresindeki mercan mezar taşlarının işçiliği görülmeye değer.



Dünyanın En Güzel Sahilleri İçin Mauritus

Sığ kayalıklar, palmiyeler, Hindistan cevizi ağaçları ve şeker kamışı tarlaları ile çevrili Mauritius, Afrika’nın güneydoğusunda bulunan bir ada ülkesi. Hint Okyanusu’nda, Madagaskar’ın yakınında yer alıyor. 

Mauritius Arap tüccarlar tarafından keşfedilmiş, sonrasında adaya Portekizli denizciler ayak basmış. 1968’de bağımsızlığını kazanan ülke, 1992’den beri cumhuriyet ile yönetiliyor. Dünya üzerinde, ordusu bulunmayan ender ülkelerden biri. Büyük bir ülke değil; bir uçtan diğerine ulaşmak 2 saat! Ama diğer egzotik adalardan farklı olarak pek çok ilginç yere, göz kamaştıran doğa harikasına, şelaleye ve dünyanın en güzel sahillerine sahip.


Fransız kolonilerinin eserlerini görmek için başkent Port Louis, doğa yürüyüşlerine meraklıysanız ve yeşil alanlarla dolu keyifli bir gün geçirmek istiyorsanız 7 Cascades (Yedi Şelale), sualtı dünyasının renkli kapısını aralamak için 200’den fazla balık türüne ve deniz canlısına ev sahipliği yapan Mauritius Akvaryumu uğramanız gereken duraklardan. İri gövdeli ağaçları ve Victoria Amazonica olarak bilinen devasa nilüferleri fotoğraflamak için dünyanın en eski bahçelerinden olan Sir Seewoosagur Ramgoolam Botanik Bahçesi’ne gidebilirsiniz. Adada asırlık kaplumbağalar ile tanışabilir; 60 yılda bir çiçek açıp, hemen ardından ölen Tallipot Palmiyesi’ni de görebilirsiniz. Chamarel Köyü ve buradaki Yedi Renkli Dünya ise mutlaka ziyaret edilmeli. Kırmızı, kahverengi, yeşil, mavi, sarı, menekşe ve mor tonlarıyla bilinen dünyanın tek yedi renkli toprağı, her türlü iklim koşulunun, fırtınanın hatta sağanak yağışların bile renklerini değiştiremediği olağanüstü güzellikte bir yer. Bölge koruma altında; hediyelik eşya dükkânlarında satılan toprak örneklerinden hatıra olarak satın alabilirsiniz. Ayrıca bir öğleden sonranızı muhakkak deniz canlılarının yaşamına tanıklık etmek için sualtı yürüyüşüne ayırın. Halka açık şeker kamışı tarlalarında da dolaşabilirsiniz…


BİLGİ

“Yazılarımı farklı tarihlerdeki ziyaretlerimin ardından kaleme aldım. Kaçınılmaz olarak güncel birçok bilgi içeriyor ama güncel demek bugünün dünyasında hız ve değişimin eş anlamlısı. Bu nedenle yazılarımı referans alıp seyahat planı yaparken değişken bilgileri (tarihi mekanları ziyaret, yemek ve konaklama önerileri, ulaşım bilgileri vs.) kontrol etmeyi unutmayın. Ve siz de benim gibi “bilgi paylaştıkça güzel” felsefesine inananlardansanız, yazıları zenginleştireceğini düşündüğünüz detayları iletin. Yolunuz açık olsun, gezgin ruhunuz hiç yaşlanmasın!”



Bu Yazıyı Paylaşın

Saffet Emre Tonguç

27/03/2024
1920'lerde doğan Afro-Amerikan kökenli bir müzik türü olan Jazz, sadece melodiden ve ritimden ...
10/08/2023
Lüksün ve zarafetin önde gelen temsilcilerinden biri olan Loro Piana, Bodrum'da tanıttığı ...
07/08/2023
Barbie filmleri, çocukluğumuzdan beri bizi büyüleyen, eğlenceli ve renkli karakterlerle dolu animasyonlardır. ...

Tüm Yazılar Bitti :(