Bugünlerde, gündemde en önde yer alan konulardan biri de “detoks”, nam-ı diğer, “toksinlerden arınma”. Şehir hayatı, hava kirliliği, vakitsizlikten hızla yenen yemekler, trafik, stres derken, yılın belli zamanlarında arınma ihtiyacı hissediyoruz. Zehirleniyoruz ki, zehrimizden arınmak istiyoruz. Modern hayatta yaşam koşullarımızın yaşam enerjimizi yükseltmekten ziyade, düşürmek yönünde olduğu su götürmez bir gerçek. Toksin üretimine sebep olan pek çok sebep var. Fiziksel olarak yanlış beslenmek, hareketsizlik, oksijen eksikliği gibi sebeplerin yanı sıra düşünsel ve duygusal toksinleri de göz ardı etmemek lazım. Olumsuz duygu ve düşüncelerimizin bünyemize verdiği zarar, fiziksel toksinlerden de büyük. Günümüzde panik atak, depresyon, anksiyete, yersiz korkular, bitkinlik, unutkanlık, mide ve bağırsak sorunları, uyku problemleri ve daha pek çok strese bağlı hastalık, bu zehre düzenli olarak maruz kaldığımız ve arınma yoluna girmediğimiz için baş gösteriyor.


Dikkat ederseniz, çağımız, sürdürülebilir çözümlerden ziyade çabuk, pratik ve geçici çözümleri daha çekici bulan, sabırsız bir çağ. Hızlıca kilo vermek için aç kaldığımız, besin değeri düşük, hazır gıdalarla beslendiğimiz, birkaç kırışıklığı bıçak altına yatarak hızlıca düzeltme yolunu seçtiğimiz, sıklıkla farkında bile olmadan kendimize durmaksızın zarar verdiğimiz bir dönem. Her şey hızlı, zahmetsiz, hemen ve şimdi olsun istiyoruz. Hızlı olsalar bile, çözümlerimizin çoğu kalıcı değiller.


Her ne kadar hiç yoktan iyi bile olsalar, bir hafta için girip çıktığımız detoks programları da arınma açısından kalıcı çözümler değiller aslına bakarsanız. Arınmak; belli sürelerle vücudu temizlemek adına meyve ve bitki sularıyla özel bir şekilde beslenmek gibi anlaşılsa da; detoks konusunu sadece fiziksel olarak düşünmemek gerek. Ruhumuz ve zihnimiz de bizim bütünümüzün bir parçası. Onların arınması da çok önemli. Ama esas olan, arındıktan sonra kendimizi zehirlemeye devam etmemek. Bütünsel anlamda gerçek bir arınma, ancak bilinçli bir çaba ile yaşam biçimi değişikliklerine giderek mümkün olabilir.


Detoksu sadece bir haftalık sebze suyu diyeti olarak düşünmeyip, ufak ufak başlayarak, tüm hayatınıza kalıcı bir şekilde yaydığınız zaman, uzun vadede getirileri hayallerinizin ötesinde olabilir...



Bu Yazıyı Paylaşın

Arzu Özev

27/03/2024
1920'lerde doğan Afro-Amerikan kökenli bir müzik türü olan Jazz, sadece melodiden ve ritimden ...
10/08/2023
Lüksün ve zarafetin önde gelen temsilcilerinden biri olan Loro Piana, Bodrum'da tanıttığı ...
07/08/2023
Barbie filmleri, çocukluğumuzdan beri bizi büyüleyen, eğlenceli ve renkli karakterlerle dolu animasyonlardır. ...

Tüm Yazılar Bitti :(