Yepyeni bir araştırma gözleri D vitaminine çevirdi. D vitamininin halihazırda hasar görmüş kalp hücrelerini onararak kalbi yenileyebildiği bulundu. Bunun kardiyovasküler hastalıklardan korunmada en ucuz ve en etkili koruyucu tedavi şekli olabileceği tartışılıyor. Evet, D vitamin eksikliği kalp krizi yaratmıyor ama kalp krizi riskini arttırabiliyor. Bu kadar önemli olan D vitamini ile ilgili ülkemizde durum nasıl diye sizlerle bazı önemli bilgileri paylaşmak istiyorum.

Türkiye’de her 10 kişiden 9’unda D vitamin eksikliği var. Bende zayıflamak için başvuran herkeste kanda D vitamini düzeyinin düşük olduğunu görüyorum. Neden diye sorguladığımızda güneşi daha çok alan ülkemizde doğru güneş ışığından yararlanılamadığından D vitamin eksikliği de yaygın görülen bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Ve fark ediyorum ki D vitamini düşük düzeyde olan kişiler tespit edildiğinde doktorlarının planladığı D vitamini de doğru kullanılmıyor. Damla veriliyor ampul alıyor, ampul veriyor hap alıyor. Doğru doz kullanılmadığı için de D vitamini yeterli normal düzeylere ulaşamıyor. Ayrıca gereğinden fazla kullanıp daha çok D vitaminini vücuda alarak eksikliği hızla düzeltirim diye düşünüyor. D vitamininin yetersizliği kadar aşırı dozda alımının da sağlığa zararlı olabileceğini düşünülmeden gelişigüzel kullanılıyor.

Diğer önemli bir husus da D vitamin düzeyi düşük olan birçok kişinin “Ben D vitamini almasam bunu yiyeceklerle düzeltsem olur mu?” sorusu da sıkça sorulan önemli bir konu. Açıkça söylemek gerekirse günlük D vitamini gereksinimini yiyeceklerle karşılamak imkansız. Bu nedenle mutlaka doğru güneş ışığından yararlanma veya doğru desteği kullanmak şart. Çünkü D vitamini iskelet sisteminin gelişimi için en önemli vitamin. D vitamini çocuklarda büyüyen kemik dokusu, erişkinlerde kemiğin yeniden yapımı hatta kemik yoğunluğunun korunması için gerekli kalsiyum ve fosfor düzeylerinin dengede olmasını sağlar. D vitamininin eksikliğinde kemik yoğunluğunda zamanla azalma, osteoporoz, kalça kemiği kırılmalarının asıl nedeni olması dışında diyabet, hipertansiyon, kolon, meme gibi kanser türleri ve otoimmün sistem hastalıkları ile yakından ilişkili olduğunu da unutmamak gerekiyor. Hatta yeni bilimsel veriler İrritabl Bağırsak Hastalıkları olan kişilerde D vitamin desteğinin hastalığa bağlı semptomlarda iyileşme sağlayabileceği için yakından D vitamin düzeyinin kanda takibini de önermektedir.
 

Yiyeceklerle mi Güneşten mi D Vitamini Alınmalı



D vitamini yağda eriyen vitaminlerdendir. Besinlerle alınan D vitamini toplam günlük gereksinimin ancak % 10 kadarını karşılayabilir. Gereksinimin % 90’ı güneş ışınlarının ultraviyole etkisi sayesinde deride D vitamin öncüleriyle teması sonrasında D vitamin sentezi başlamakta ve böbreklerde aktif D vitaminine dönüşmektedir. Deride D vitamin oluşabilmesi için vücudun en az % 25’lik kısmının 15-20 dakika süreyle güneş ışınlarının dik gelmediği saatlerde güneşlenmesi gereklidir. Durum böyle olunca kış aylarında yeterince güneş görmediğimiz gerçeğini göz önüne alarak “D vitamini düzeyi yetersizliğim var mı? “sorusunu kanda D vitamini ölçümü yaptırmak ile belirleyebilirsiniz.

O zaman kimler düzenli olarak kanda D vitamin düzeyini kontrol etmelidir sorusuna da açıklık getirmeliyiz.


·      Kemik hastalıkları osteomalazi ve osteoporozu olanlar,


·      D vitamin eksikliğini düşündüren kas ve iskelet sistemine ait belirtileri olan kişiler,


·      Koyu tenliler, güneş ışığından yeterince yararlanamayanalar,


·      Güneş ışığından korunmak için yüksek faktörlü koruyucu krem kullananlar,


·      Hava kirliliği yoğun olan bölgelerde yaşama koşullarında bulunanlar,


·      Yaşlılar,


·      Obezite sorunu yaşayanlar,


·      Sık hamilelik yaşayan ve hamile olan kadınlar,


·      Sindirim sisteminde emilim problem yaşayanlar,


·      Antikonvülzan ve glikokortikoid türü ilaçlar kullananlar D vitamin düzeylerinı yakından takip etmesi önerilen risk grupları olarak                     karşımıza çıkmaktadır.

D Vitamini Eksikliği Obeziteyi Tetikleyebiliyor



Yağ hücreleri endokrinolojik olarak aktif hücrelerdir ve D vitamin reseptörü içerirler. Dolayısıyla yağ dokusu aktif D vitamini için hedef dokudur. Ve kanda düşük seyreden D vitamini erişkin kişilerde obezitenin oluşmasında neden gösterilen metabolik bir durumdur. Çünkü D vitamini pankreasın beta hücrelerine kalsiyum mineralinin girişini sağlayarak insülin hormonu üretimini destekler. Ayrıca böbreklerden yağ hücrelerine kalsiyumun taşınmasını sağlayarak yağ sentezleyen enzimleri baskılar, yağ yakıcı enzimlerin aktifleşmesini hızlandırır. Ve kanda D vitamin düzeyi normal olduğunda önemli bir hormon olan paratiroit hormonu artmaz ve vücutta yağlanmayı sağlayan mekanizmalar da dengede kalmaya devam eder. Böylece kas içinde bulunan yağlanma bile engellenir. Ve artan yağ deposu obezitede D vitamin deposu da olacağından kanda D vitamin düşüklüğü obez yetişkinlerde sık görünen bir durum olarak karşımıza çıkar. Sağlıklı zayıflamak hatta yağdan kilo kaybetmek istiyorsanız kanda D vitamini düzeyinizin normal düzeyde olduğunu kontrol ettirmenizi tavsiye ederim.
 

D Vitamini Hastalıklardan Koruyor




·      Tip 2 diyabet ve glikoz intoleransı bulunan ve ailede diyabeti de bulunan riskli kişilerde günde 400-1000 IU D vitamin ve 600-1200 mg          kalsiyum desteğinin beraber kullanılması diyabetin gelişimini önleyebilmektedir.


·      D vitamin desteği ile multiple skleroz gelişiminde % 40 azalma olabileceği, D vitamininin eksikliğinde ise alevlenmenin yaşanabileceği         belirtilmektedir.


·      D vitamini düzeyi normal olan kişilerin doğal bağışıklık yanıtları da güçlü olabilmektedir.


·      D vitamini, UV ışınlarının bol olduğu coğrafik bölgelerde D vitamin sentezini deride uyararak kanda D vitamin düzeyini arttırıp kolon,           meme ve prostat kanserine karşı koruyucu etki gösterebilmektedir.


·      Kalbin düz kas hücreleri ve kardiyovasküler sisteme ait endotel hücrelerinde D vitamini reseptörü bulunur. Bu reseptör D vitamininin           kalp dokularında kullanılarak oluşan harabiyeti tamir edecek kalp hastalıklarından korur.


·      D vitamin eksikliği insulin direncini sağlamakta, oksidatif stresi arttırmakta, inflamasyonu tetikleyerek kalp, kemik hastalıkları ve                   tansiyonun gelişimini de hızlandırabilmektedir.


Eksiklik Sadece Kan Tahlilinde Belli Oluyor



Kan tahlilinde çıkan D vitamin düzeyinizi aşağıdaki tabloya göre kolayca değerlendirebilirsiniz. Kan değeriniz 40-60 ng/mL arasında ise sağlıklı bir D vitamin düzeyine sahipsiniz diyebiliriz.


Kan D Vitamini Düzeyi (ng/mL)              Değerlendirme


20 ve altında ise                              D vitamin eksikliği


21 ile 29 arasında ise                      D vitamin yetersizliği


30 ve üzerinde ise                           D Vitamini yeterli


150’den yüksek ise                         D vitamin zehirlenmesi


Kan değerlerinize göre yetersizlik veya eksiklik varsa; öncelikle güneş ışığından güvenli zaman diliminde uygun sürede yararlanmak birincil tedavidir. Fakat özellikle kış aylarında yeterli güneş olsa da güneş ışığından yararlanmaya ek olarak mutlaka doğru D vitamin desteği de almalısınız. Peki ne kadar D vitamini almalıyım ve hangi tür D vitaminini kullanmalıyım diyorsanız size çok pratik bilimsel bir yol göstermek isterim. Avrupa Endokrin Derneği Kılavuzu annelerin hamileliğin 14. haftasından itibaren 1000 IU D vitamin takviyesi alınmasını uygun görmektedir. Annenin bu süreçte alacağı D vitamin desteği bebeğin anne karnındayken kemik gelişimine % 80 oranda fayda sağladığının altını çizmeliyim. Annenin D vitamini kullanması özellikle kışın doğan bebeklerde kemik gelişimlerinin daha hızlı olmasını sağlamaktadır.

Koruyucu Olmayan D Vitaminleri Güvenli



D vitamini ilk 1 yaşa kadar doktor kontrolünde 400-1000 IU, 1-18 yaşa kadar 600-1000 IU ve 18 yaş üzerinde ise 1500-2000 IU kanda yeterli D vitamin devamlılığı sağlamak açısından alınması gereken dozajlar olduğunu belirtmeliyim. Yiyeceklerden balıklarda ortalama 100-250 IU, yumurtada 20 IU, peynirde ise 15 IU D vitamin olduğu düşünülürse besinler sadece ufak bir D vitamini sağlamakta, bu sebeple mutlaka bir D vitamini preperatı kullanmak gerekliliği doğmaktadır.

D vitamini hapları günlük ihtiyacın karşılanmasında bağırsaklarda emilim düzeyi az olduğu için uygun destekler olmamaktadır. Doktorunuzun verdiği doza göre yoğun ve depo doldurmak için kullanılan D vitamini içeren ampul veya günlük kullanabilecek damla şeklinde tedavi amaçlı çeşitleri bulunmaktadır. Bu formların süt, peynir ve ekmek üzerine eklenerek kullanımı tavsiye edilmektedir. Fakat bugün D vitamininin şüpheli kanser etkisi sebebi ile Bütil Hidroksi Asinol (BHA) içermeyen ve buna ek olarak koruyucusuz, yapay tatlandırıcısız ve renklendiricisiz sağlıklı ürünü bulmanın önemi vurgulanmaktadır. Kullanımı pratik sprey formda ve doğal zeytinyağı içinde D vitamini olan destekler her yaş için kullanım kolaylığı ve güvenliği sağlamaktadır.


Bu Yazıyı Paylaşın

Selahattin Dönmez

27/03/2024
1920'lerde doğan Afro-Amerikan kökenli bir müzik türü olan Jazz, sadece melodiden ve ritimden ...
10/08/2023
Lüksün ve zarafetin önde gelen temsilcilerinden biri olan Loro Piana, Bodrum'da tanıttığı ...
07/08/2023
Barbie filmleri, çocukluğumuzdan beri bizi büyüleyen, eğlenceli ve renkli karakterlerle dolu animasyonlardır. ...

Tüm Yazılar Bitti :(